Sefa Sürenlere İndirim, Çile Çekenlere Bindirim!
Bazı oyuncuların kiraladıkları lüks yatlar, satın aldıkları villalar için harcadıkları paralar dudak uçuklatıyor.
Haftalık mavi tura 2 milyon TL ödeyen isimlerden söz ediliyor. Magazin sayfaları, sosyal medya hesapları bu hayatları alkışlarla sunarken, vatandaş yalnızca ekrana bakakalmış durumda...
Peki, bu servet sahipleri ne kadar gelir vergisi ödüyor?
Geçtiğimiz dönemde Hazine ve Maliye eski Bakanı Nureddin Nebati’nin “Sanatçılar üzerindeki gelir vergisi yükü azaltılacak” açıklaması büyük tepki toplamıştı...
Şimdi gözler mevcut Bakan Mehmet Şimşek’te. Vatandaş soruyor:
“Sayın Bakanım, milyonlar kazanan sanatçıların vergi yükü gerçekten azaltılacak mı? Bu ülkede düzenli vergi ödeyen memurun, işçinin, emeklinin suçu ne?”
Ekranlarda canlandırdıkları karakterlerle evimizin bir köşesine yerleşen bu sanatçılar, gerçek yaşamda da bu ülkenin vergi mükellefleridir. Ancak mesele şu: Kazandıkları servetle orantılı bir vergi mi ödüyorlar?
13 bölümlük bir diziden milyonlar kazanan, reklam anlaşmalarıyla servetlerini katlayan oyuncular, 10 günlük tatillerine milyonlar harcıyor.
Peki bu harcamaların vergisel karşılığı ne?
Yatlara, katlara, villalara giden paralar; çarşıda pazarda ay sonunu zor getiren milyonlar için sadece birer ‘başkalarının hayatı’. Emekli evine et sokamazken, işçi evladına bayramlık alamazken bu 'lüksün' vergisi neden hafifletilsin?
Uzmanlar da tepkili:
“880 bin lirayı aşmayan kazançlar için vergi muafiyeti getirilecekse, düzenli ve muntazam şekilde vergisini ödeyen vatandaşın günahı ne? Sanatçılar için indirim, halk için yük kabul edilemez!”
Gerçek şu ki:
Türkiye’nin kıyı şehirlerinde tatil yapmak, artık sadece yüksek gelirli kesim için mümkün. Ege ve Akdeniz’deki lüks oteller, marinalar, koylar dolup taşarken, dar gelirli vatandaş Antalya yerine Karadeniz yaylalarını, Ege sahilleri yerine memleket köylerini tercih ediyor. Çünkü çaresi yok!
Ve herkes farkında artık:
Aynı yüzler, aynı isimler...
Dizilerde onlar, reklamlarda yine onlar.
Bir avuç oyuncunun kazancı astronomik, halkın ise ekran karşısındaki tepkisi giderek büyüyor.
Parası olan sefa sürerken, bu ülkenin emeklisi ve asgari ücretlisi yine kaderine razı oluyor.
Ama unutulmamalı:
Adalet, yalnız mahkemelerde değil; vergi tablolarında da görünmeli.
Haftalık mavi tura 2 milyon TL ödeyen isimlerden söz ediliyor. Magazin sayfaları, sosyal medya hesapları bu hayatları alkışlarla sunarken, vatandaş yalnızca ekrana bakakalmış durumda...
Peki, bu servet sahipleri ne kadar gelir vergisi ödüyor?
Geçtiğimiz dönemde Hazine ve Maliye eski Bakanı Nureddin Nebati’nin “Sanatçılar üzerindeki gelir vergisi yükü azaltılacak” açıklaması büyük tepki toplamıştı...
Şimdi gözler mevcut Bakan Mehmet Şimşek’te. Vatandaş soruyor:
“Sayın Bakanım, milyonlar kazanan sanatçıların vergi yükü gerçekten azaltılacak mı? Bu ülkede düzenli vergi ödeyen memurun, işçinin, emeklinin suçu ne?”
Ekranlarda canlandırdıkları karakterlerle evimizin bir köşesine yerleşen bu sanatçılar, gerçek yaşamda da bu ülkenin vergi mükellefleridir. Ancak mesele şu: Kazandıkları servetle orantılı bir vergi mi ödüyorlar?
13 bölümlük bir diziden milyonlar kazanan, reklam anlaşmalarıyla servetlerini katlayan oyuncular, 10 günlük tatillerine milyonlar harcıyor.
Peki bu harcamaların vergisel karşılığı ne?
Yatlara, katlara, villalara giden paralar; çarşıda pazarda ay sonunu zor getiren milyonlar için sadece birer ‘başkalarının hayatı’. Emekli evine et sokamazken, işçi evladına bayramlık alamazken bu 'lüksün' vergisi neden hafifletilsin?
Uzmanlar da tepkili:
“880 bin lirayı aşmayan kazançlar için vergi muafiyeti getirilecekse, düzenli ve muntazam şekilde vergisini ödeyen vatandaşın günahı ne? Sanatçılar için indirim, halk için yük kabul edilemez!”
Gerçek şu ki:
Türkiye’nin kıyı şehirlerinde tatil yapmak, artık sadece yüksek gelirli kesim için mümkün. Ege ve Akdeniz’deki lüks oteller, marinalar, koylar dolup taşarken, dar gelirli vatandaş Antalya yerine Karadeniz yaylalarını, Ege sahilleri yerine memleket köylerini tercih ediyor. Çünkü çaresi yok!
Ve herkes farkında artık:
Aynı yüzler, aynı isimler...
Dizilerde onlar, reklamlarda yine onlar.
Bir avuç oyuncunun kazancı astronomik, halkın ise ekran karşısındaki tepkisi giderek büyüyor.
Parası olan sefa sürerken, bu ülkenin emeklisi ve asgari ücretlisi yine kaderine razı oluyor.
Ama unutulmamalı:
Adalet, yalnız mahkemelerde değil; vergi tablolarında da görünmeli.