Öcalan 'Gülistan bir fotoğrafımızı çek!' dedi, MHP'li Feti Yıldız 'Hayır' dedi
İktidar, DEM Parti ve MHP’li üç üyeden oluşan komisyon heyetinin İmralı’da terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye ilişkin çok sayıda kulis bilgisi kamuoyuna yansıdı.
Bazı iddialar yalanlandı, bazıları ise bilinçli bir suskunlukla geçiştirildi.
Ama kamuoyunun asıl merak ettiği soru şuydu:
Neden tek bir fotoğraf bile yoktu?
Aldığım bilgilere göre, görüşmenin sonuna doğru Abdullah Öcalan, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit’e dönerek, “Gülistan, bir fotoğrafımızı çek beraber” dedi.
Bu cümle, aslında görüşmenin sembolik olarak da kayıt altına alınması isteğinin açık bir ifadesiydi.
Ancak bu öneri, masadaki herkes için kabul edilebilir değildi.
MHP’nin en kritik isimlerinden biri olan Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, bu sözlere anında karşılık verdi:
“Fotoğraf olmaz. Haydi kalkıyoruz. Görüşmemiz zaten bitmişti...”
Bu cümle, yalnızca bir fotoğrafın reddi değil; görüşmenin çerçevesine çekilen siyasi bir sınırdı.
Aktarılanlara göre Öcalan, bu çıkış karşısında kısa süreli bir şaşkınlık yaşadı ve sadece “Peki” demekle yetindi.
Ve böylece görüşme, tek bir kare bile çekilmeden sona erdi.
Bugün hâlâ “Neden fotoğraf yok?” sorusu soruluyorsa, yanıt bu diyalogda gizli.
Fotoğraf, bir kareden ibaret değildi; bir mesajdı, bir semboldü, bir siyasi sonuç üretme potansiyeli taşıyordu.
Ve o mesajın verilmesine, Cumhur İttifakı’ndan, özellikle MHP cephesinden izin çıkmadı.
İmralı görüşmesinin en kritik ayrıntılarından biri belki de konuşulanlar değil, konuşulmayanlar oldu.
Çekilmeyen o fotoğraf, sürecin hangi sınırlar içinde yürütüleceğini anlatan en net kare olarak hafızalara kazındı.
Bu yüzden İmralı’da yaşananları yalnızca “kim ne dedi” üzerinden okumak eksik kalır. Asıl metin, o masada neye izin verilmediği üzerinden yazıldı. Devlet adına orada bulunan heyet, görüşmenin varlığını kabul etti ama meşruiyet üretme ihtimalini daha baştan kapattı.
Fotoğraf, bu tür temaslarda yalnızca bir hatıra değildir. İç ve dış kamuoyuna dönük bir teyittir, bir “eşik aşıldı” mesajıdır. İşte tam da bu nedenle, o kareye izin verilmedi. Çünkü fotoğraf, süreci farklı bir aşamaya taşıyabilecek sembolik bir anahtar işlevi görebilirdi.
MHP’nin refleksi bu noktada belirleyici oldu. “Fotoğraf olmaz” cümlesi, İmralı görüşmesinin sınırlarını olduğu kadar, bundan sonra atılabilecek adımların da çerçevesini çizdi. Bu çıkış, iktidar blokunun kendi iç dengelerini, kırmızı çizgilerini ve taban hassasiyetlerini koruma iradesi olarak okunabilir.
Öcalan’ın bu çıkış karşısında yalnızca “Peki” demesi ise, masadaki güç dengesini anlatan en net detaydı. O an, görüşmenin kimin şartlarıyla yapıldığını da gösterdi.
Bugün kulislerde konuşulan pek çok iddia zamanla unutulur. Ancak çekilmeyen o fotoğraf, uzun süre hatırlanacak. Çünkü bazen siyaset, söylenenlerden çok söylenmeyenlerde, gösterilenlerden çok gösterilmeyenlerde gizlidir.
İmralı görüşmesinin hafızalarda kalan en net karesi işte budur:
Çekilmeyen bir fotoğraf.

