Bahçeli Neden Kazandı, Aydın Niye Kaybetti?
Koray Aydın risk alamadı!
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kongrede, “Ben de adayım. Bu yüzden fotoğrafımı kongre salonuna asmayın” tavrını çok beğendim. Beni şaşırttı. Buna karşılık, “Fitne amacına ulaşamamıştır” kelimesiyle Koray Aydın’ı hedeflemesine rağmen, “Hayır, onu kastetmedim” demesini de anlaşılmaz buldum. Çünkü, Koray Aydın’dan başka dişli rakibi yoktu! Koray Aydın’a gelince… Kazanabileceği bir kongreyi kaybetmesinin tek nedeni risk alamamasından kaynaklanıyor. Kongrede; niye, kime ve neden muhalif olduğunu dahi söyleyemedi. Anlıyorum; kongre salonunda slogan, beden dili ve sert bakışlarla psikolojik olarak ablukaya alındı ama liderlik dediğimiz olgu zaten riski göğüslemektir. MHP, kürsüyü ve yürekleri titretmeyene liderliği vermez. Tüm bunların üstüne MHP’nin hafızasını taşıyan isimleri de yanına çekemeyince Aydın’ın onca emeği boşa gitti.
Gönder müfettişi, bitir işi!
Baskı, ilgisizlik ve karartma çabalarına rağmen bıkmadan, usanmadan giderek şahsileşen Ankara’daki sağlık ayıbını yazmaya devam edeceğim. Kanser annesinin maruz kaldığı bürokratik oligarşiden dolayı Ankara Onkoloji Hastanesi yetkililerini, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Sağlık Bakanı’na yazılı şikayet eden İdris Kurt vakasında Sağlık Bakanlığı yetkililerinin takındığı tavır izah edilir gibi değil. Sağlık Bakanlığı, benim yazımdan sonra adeta inat edercesine Kurt’un şikâyetçi olduğu yetkililer yerine, vatandaş İdris Kurt’un memnun olduğu doktor hakkında teftiş yapmaya devam ediyor. Şu paradoksa bakın; Vatandaşın memnun olduğu doktor hakkında teftiş yapılırken, şikayetçi olunan doktorlar bir bir terfi ediyor! Bu haksızlığın arkasındaki devlet gücü mutlaka ortaya çıkarılmalı… Geçen yazılarımda sorduğum, “Akrabasını Bakanlığın önemli bir genel müdürlüğüne getiren Sağlık Bakanlığı yetkilisi kim? O genel müdürlüğe giden ödenek ne kadar? Bakanlık, o genel müdürlüğe de müfettiş gönderecek mi?” sorularıma yanıt verilemiyor! Bu soru zor geldiyse, daha basit sorular sorayım; Sayıştay denetimine tabi olmayan ve neredeyse Bakanlık bütçesine denk olan Hudut Sahiller Genel Müdürlüğü son yıllarda nerelere, neden ve kaç lira harcama yaptı? Bakanlık bunları kalem kalem internet sitesinde açıklayabilir mi? Devlet gücüyle gariban bir doktora çökmek kolay ama bu sorulara yanıt vermek zor! Sağlık Bakanı Akdağ’ın yukarıda yazdığım tüm bu haksızlıklara müsaade etmeyeceğine inanmak istiyorum!
İdam, mağdurun hakkıdır!
Yaşama hakkı kutsaldır diyerek idama karşı çıkanlar, “Ölen ölmüş, koyun mezara, gerisinden bize ne?” diyen zihniyettir. Öldürülenin hakkını diriler sağlar. Gerektiğinde idam meşru olduğu kadar aynı zamanda öldürülene ve insan hakkına duyulan saygının da gereğidir. Başbakan Erdoğan’ı bu konuda destekliyorum ama umarım bu fikrinden vazgeçmez.
Sefil tükeniş
Şantaj, tehdit, öldürme, yaralama ve elbette ruhunu birkaç gram şöhret için PKK’ya satan gazetecilerin katkıları, bazı siyasetçilerin aymazlığı yüzünden, Türkiye, yaş pastaya saplanan bıçağın bıraktığı ince izler gibi yavaş yavaş bölünüyor. Dünyada hiçbir ülke vatandaşı Türkiye gibi göz göre göre vatanının bölünmesini seyretmemiştir. Kolundan karısını götüren zorbaya da ses çıkarmaz bu zihniyet! Sadist bir alçalış, sefil bir tükeniş bu…