Doğru musun? Eyvah!

Biraz eğriysen, şanlısın…
Zaten bir sorunun vardır ya da bir tahtan eksiktir. O eksiye bakarak senden talepler geri çekilir. Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. “Hayır” diyemeyeceğin yakınların, senin zorluğunda senden istekte bulunmaz.

Dedikodu yapanlardan kurtulursun…
“Onun şöyle bir problemi var.” diye herkes duymuştur. İlave olan ne varsa, artık teferruat kalır. Ondan ona ağızlarda gezmezsin. Arkadaşının aklına, seni kırmak gelmez. Komşun seninle uğraşmaz. İnsanlar arkandan iş çevirmez.

Eğriye kimse vurmaz; fakat doğru çiviysen, tepene vururlar…
Mükemmel davranışların, evliliğin, çalışma şartların ve arkadaş çevren ile doğruluğunu herkese sergilersin. Yani, tepene vurulacak düzgün bir çivisindir. İnsanların kendilerini göstermek için ellerindeki kendi tablolarını, kendi evlerindeki duvara asacakları kişi sensindir. Ya da binalarını yükseltecekleri kişi… Ya da kendi araçlarını meydana çıkaracakları kişi…

GÖSTERME!
Düzgün neyin varsa, gösterme. İyi olan neye sahipsen, gösterme.

Değerli kumaşlara makas vuran çok olur…
Parlıyorsundur. Her yanından geçen sana bakar. Senin yanına yaklaşır. Seni seçer. İşini seninle icra eden, senin gibi parlayan bir işe ulaşamayınca seni suçlar. Senden şikâyet eder. Senin kalitende iş meydana çıkaramadığında, sen yıpranırsın.

KENDİ KALİTENDE İNSANLARI SEÇ!
Belki de şimdiye kadar hep “Sorun bende.” diye düşündün. Belki de yakınına seçtiğin insanlar yanlıştı. Belki de doğru ve güzel insan hep sendin. Bu yüzden suçlandın. Bu yüzden kötü sözlere maruz kaldın. Bu yüzden eleştirildin.

Doğruysan, doğruluğunun farkında olup kendini koruyabildiğinde çok şanslısın…