Sağlık Bakanlığı'ndan KKKA açıklaması

Sağlık Bakanlığı, yazılı bir açıklamayla Türkiye genelinde kene popülasyonuna dair endişelere açıklık getirdi. Bakanlık, ülke genelinde kene yoğunluğunun geçmiş yıllara kıyasla artış gösterdiğine dair herhangi bir bilimsel bulgunun bulunmadığını bildirdi. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı yürütülen mücadele kapsamında vaka takibinin ise kararlılıkla sürdüğü vurgulandı.

Açıklamada, Türkiye’nin coğrafi koşulları gereği kene yaşamına elverişli bölgeleri barındırdığı, özellikle hayvancılıkla uğraşılan ve otlak alanların kene açısından riskli olduğu belirtildi. Kenelerin tamamının hastalık taşıdığına dair bir durumun söz konusu olmadığı, dolayısıyla her kene tutunmasının KKKA'ya yol açmadığı da ifade edildi.

HAEMAPHYSALİS LONGİCORNİS İÇİN BİLİMSEL BULGU YOK
Tokat’ta görüldüğü öne sürülen “Haemaphysalis longicornis” türü kenelere ilişkin de değerlendirme yapılan açıklamada, bu türün Doğu Asya kökenli olduğu, ağırlıklı olarak ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde görüldüğü kaydedildi. Bakanlık, bu kene türünün KKKA’ya veya başka bir hastalığa neden olduğuna dair Türkiye’de veya dünyada geçerli bilimsel bir veri bulunmadığını, bu konuda araştırmaların sürdüğünü duyurdu.

Vatandaşlara, kene riski taşıyan alanlarda bulunduktan sonra vücutlarının keneye karşı kontrol edilmesi çağrısında bulunan Sağlık Bakanlığı, kene tespiti durumunda çıplak elle müdahaleden kaçınılması gerektiğini vurguladı. Kene çıkarımının uygun araçlarla yapılması ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği belirtilirken, hastalık taşıyan kişilerin kan ve vücut sıvılarıyla temas edeceklerin koruyucu ekipman kullanmaları gerektiği hatırlatıldı.

Bakanlık, KKKA’nın Türkiye'de ilk kez 2002 yılında görüldüğünü, 2003’te kesin tanının konduğunu ve o tarihten bu yana vaka bildirim sistemi ile etkin biçimde izlendiğini de kamuoyuna aktardı. Tedavi süreci ve hasta yönlendirmelerinde 19 bölge merkezinin aktif olarak hizmet verdiği kaydedildi.